Zarûret Kavramı

ZARÛRET KAVRAMI

بسم الله الرحم الرحيم

ZARURÂT (الضرورات)
[1]
HÂCİYYAT 
Genellikle elde edilememesi durumunda toplum  yaşamında büyük sıkıntılara sebep olabilecek durumlara hâciyyat denilmiştir.
İslam bunları zarûretler gibi koruma altına almamış olsa da, ancak elde edilebilmesi için bazı özel ve genel hükümler vaz etmiştir. Hatta fıkıh kitaplarında hâciyyattan olan bir durum "zarureten ضرورة" tabiriyle de ifade edilmiştir. Özel hükümlere örnek alış verişin mubah kılınması gibi. Malumdur ki eğer yasak olsaydı büyük meşakkatlar çekilirdi. Buna binaen alış veriş hâciyyat manasındaki zaruretlerdendir.Ve Şâri (hüküm koyucu) ona ait bazı özel hükümler vaz etmiştir. Ribanın  (fâizin) haram olması, ma’dûm un (mevcut olmayanın) satışının batıl olması gibi. Genel hükümlere örnek: eşyada asıl olanın ibahe olması gibi. Geride beyan ettiğimiz üzere hâciyyat dediğimiz şeyler bazen fıkıh kitaplarında zarûret olarak da zikredilir. Bu tamamen bir istilah olup, İslam’ın onu koruma altına almamasından dolayı gerçek zaruret olmadığını görürüz ve eğer alternatifi varsa ondan vaz geçeriz.Misal olarak Hidaye kitabında İmam Merginâni ayakkabı dikiminde yerini dolduracak bir şey bulunmamasından dolayı domuz kılının kullanılmasının zarûreten caiz olduğunu söylemesi gibi. Bu cevaz tamamen ihtiyaçtan sadır olmuştur.Yerini dolduracak bir şeyin bulunması durumunda asıl hüküm olan haramlık tekrar avdet eder.
 

 

.