Sadece Fransa mı Kuran’dan Âyet Çıkarmak İstedi?

Açıkça, harbice ve delikanlıca bir Kuran, İslam ve Müslüman düşmanı olan Laikliğin beşiği Fransa, Kuran’dan bazı ayetlerin çıkarılmasını istemiş. Fransa’nın bu yaptığı neden ve hangi sebeple yahut hikmetle? Ne için başka bir zaman değil de şimdi?! Böyle yaptı diye de Türkiye’deki politikacılardan yazar çizerlere kadar birçokları tarafından topa tutuluyor. Doğrusunu isterseniz bütün bunlar, insanı derinden derine düşündüren garip bir aksülamel.

Geçmişe damgasını vuran kurt politikacılarımızın piri müteveffa Demirel, bunu senelerce önce bütün dünyanın gözünün içine baka baka ve açık bir dille söylememiş miydi? Kuran’ın ahkâm ayetlerinin Türkiye’de, içinde bulunulan siyasi ve idari şartlarda artık hükümsüz hale geldiğini dünyanın gözü önünde, sağır sultanın dahi işitebileceği bir perdeden ilan etmemiş miydi? Peki o zaman ona dünyada ve bilhassa Türkiye’de kim hangi itirazı yapmıştı, ne demişti?

Ayrıca bizim ilahiyatçı akademisyenlerimizin çoğu bunu zaten dünden bu güne usta bir şekilde yaptılar ve yapıyorlar. Mesela Kehf suresinde olduğu gibi bazı ayetleri onlar da Kuran’dan çıkarmak istiyorlar. Ayrıca, Kuran’ın tarihselliği iddialarıyla bu vazifelerini en kurnaz bir şekilde zaten tam gaz yürütüyorlar.

Hatta Kuran’ın uydurma, onu getiren Peygamberin de yalancı olduğuna itikat eden Vatikan’daki Papa, bizdekilere yakın geçmişte onun tarihsellik bakış zaviyesiyle yeniden tefsir etmelerini tavsiye suretinde emrettiği herkesin bildiği bir şey. Diyanet İşleri de hemen -kuvvetle muhtemel- Papa’nın bu yol göstermesi istikametinde yeni bir Kuran tefsiri yazılmaya başlandığı haberini verdi. Buna kim ses çıkardı? Bir takım İlahiyat tefsir profesörleri, Kuran kıssalarının aslı olmayan temsili hikayeler olduğunu iddia etmekle nice ayetleri zaten Mushaf’tan hükmen çıkarıyorlar, kimden hangi itiraz işitildi?

Sünnet’i, Sahabe’yi ve sahalarının bihakkın otoriteleri olan hakiki ilim adamları hadis ve mezhep imamlarımızı devre dışı bırakarak ayetleri istedikleri tarafa sündürmekle onların hemen hepsini -yazıları Mushaf’ta kalsa bile- zaten hükmen Kuran’dan çıkarıyorlar. Kimlerin gıgı çıktı?

Bir tefsir profesörü Kuran’ın onda dokuzunun günümüzde geçerli olamayacağını ilan etti. Ona kimler oşt yahut höst dedi? Daha açığı ve acısı, bu güruh Kuran’ı tamamıyla devreden çıkarıyor. Bunlara ses çıkarmayanlar, hiçbir şey demeyenler, hatta üstüne üstlük faillerini mükâfatlandırıp terfii rütbe ettirmek isteyenler ve bizzat edenler, Fransa’nın bunların yanında çok masum kalan bu lanetlik işine, yani Kuran’dan bazı ayetlerin çıkarılması teklif suretindeki emrine neden sözüm ona şiddetle karşı çıkıyorlar?!..

Hayret ki ne hayret!.. Bu ne tenakuz!.. Umarım hiçbir geri zekalı Fransa’yı ve yaptığı gavurluğu müdafaa ettiğimizi iddia etmez.

İnsanın ister istemez içine bir kurt düşüyor. Onlara, bu işi biz zaten sinsice yapıyorduk, çarkımıza niye çomak sokuyor, tekerimize neden takoz oluyor, bizi ne için avam nezdinde deşifre ediyor, işimizi zorlaştırıyorsunuz diye kızılmış olmasın? Yahut Fransa’nın bu yaptıkları da birilerinin Kuran taraftarı ve sevdalısı olarak tanınma ve bilinme ameliyesi için bir tezgah olarak hazırlanmış olmasın?!..

Ne bileyim işte, Fransa’nın bu işine, siyaset erbabından en çok kızanların başında Kılıçtaroğlu ve dünya Müslümanlarına laikliği ve demokrasiyi tavsiye eden başka bir takım şahsiyetler yer alınca, insanın kafası karışıyor ve aklına, ister istemez bunlar ve benzeri sualler geliyor.

Sakın kimse bu düşündüklerimizi ve suallerimizi, kuru evham ve hayallerden yahut kof komplo teorilerinden sayıp ilan etmeye kalkmasın. İşin doğrusu, bu tereddüt ve suallerimiz, delilden doğmayan sırf imkan dairesindeki hiçbir kıymeti olmayan mücerret ihtimaller katiyetle değillerdir. Aksine, güçlü karinelerin, hatta gayet sağlam delillerin desteklediği ve muteberlikleri ilim dairesinde asla yok sayılamayacak kuvvetli ihtimallerdir. Öyleyse hiçbir kimse sapla samanı karıştırmamalıdır.

Hüseyin Avni

27-Şaban-1439

İZMİR