İbretlik Bir Televizyon Tartışması Yâhud Kavâsım ve Avâsım

İBRETLİK BİR TELEVİZYON

اَعُوذُ بِااللهِ مِنَ اَلشَّيْطَانِ اَلرَّجِيمِ بِسمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحيِم
اَلْحَمْدُ الِلّهِ رَبِّ الْعاَلَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ
وَأَلِه اَجْمَعِينَ
[1][2]
[5]
[14] yoktur.
Tabii, tabii. (Yavuz)
[22]
[25]
[30]
[31]
[33]
[34]
[35]
[36]
[37]
[38]
[39]
[41]
[42]
[43]
[44]
[49]
Hayır… Tam aksine, Nüzûl’ü inkâr etmekle onlara korkunç bir prim veriyorsunuz. Zîrâ, yüzlerce hadîsi ve onların yer aldığı yüzlerce cildlik akîde, hadîs ve tefsîr kitâbını çöpe fırlatmanızı ve îmân husûslarında Müslümanların kafalarının karışmasını gerektirecek böylesi bir inkâr işi yapmanız kadar, onlar için, yüksek dozda hangi prim düşünülebilir? Akletseniz ya!…
[53]
[56]
[57]
[58]
[59]
[60]
[63]
[65]
Yalan ve saçma… Kurtarıcı fikri, Kur’ân’da vardır. İnsanlar, vazifelerini ellerinden geldiğince yaparlarsa, Allah celle celâlühû, bir sebeb yaratır da, birini veya birilerini kurtarıcı olarak gönderir ve onlar vasıtasıyla kullarını kurtarır.
[66] Allah celle celâlühû’nun, meleklerini kullarına muharebelerde düşmanlarına karşı kurtarıcılar olarak göndermesi gibi husûslar İslâm’da kurtarıcının olduğuna açık delîllerdir.
[68]
مَالِكِ يَوْمِ الدِّّينِyani, dîn gününün sahibi diyen ve dedirten Ağa Hânlar ve benzeri sahte ilâhlarla, bir sahte peyğamber olan Müseylemetü’l-Kez-zâb’a ve fotokopilerine niye inanmadıysanız, ondan… O sahtekârlar yüzünden, tek ve gerçek ilâh olan dîn gününün sâhibi Allah celle celâlühû ile Resûlü sallallâhu aleyhi ve sellem efendimize de mi inanmayacağız? Veyl olsun olmayan akıllarını var sayıp putlaştıranlara!…
[71]
Bir Hatırlatma:
vazîfeli/görevlendirilen araştırmacılara karşı affedilmez bir edebsizlik ve densizlik ettiğimizin farkındayız. Selefim’ize, yani geçmiş âlimlerimize sövmek, onları Kur’ân’ı ve Sünnet’i anlamaktan âciz, akîdesi bozuk, peşlerinden gidenleri de onları putlaştıranlar olarak i’lân etmek bilimsel olmak, bunu yapan şu bilim adamları’nı tenkîd etmek ise edebsizlik ve terbiyesizlik!.. Hayret!.. Burası nasıl bir köy!.. Taşlar bağlanmış… sözünü terennüm ettirici bir ğarâbet…  
    
وَصَلَّى الله عَلَى سيدنا محمد وَ عَلَى اَلِه وصحبه كلما ذكره الذاِكرون وغفل عن ذكره الغافلون وَ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالمَين
 


[24]    El-Menâr ve Şerhiİfâdatü’l-Envâr (Nese-mâtü’l-Esrâr Kenarı): 197, Muhammed Es’ad Matbaası, Bâb-ı Âli Caddesi İstanbul.
[28]    Bazıları: Evliyânın kerameti (âyetler hesâba katılmazsa), mü’minlerin Kıyâmet gününde Allah celle celâlühû’yu başlarının gözleriyle göreceği, şefâat mes’elelerinin bir kısmı (kebâir ehline şefâat) amellerin teraziyle tartılması, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in Havzı, husûmet sahibi kimselerin arasında sevâblarla kısas yapılacağı, sevâbı kalmayanların üzerine hak sahiblerinin günahlarının atılacağı, hûrilerin asla ölmeyecekleri, rûhun kabirde cesede geri döndürüleceği, kabir sıkıştırması ve azâbı, Resûlüllah sallellahu aleyhi ve sellem’in anasının babasının hakkındaki sözleri, Ye’cûc ve Me’cûc’un çıkması, güneşin batıdan doğması gibi mes’elelerin bir takımları her ne kadar bazı âlimlere göre mütevâtir ise de ulemânın cumhûruna göre Haber-i Vâhid cinsindendirler.