PAYLAŞ
İslamda İntihar Edenin Durumu
PDF'e AktarYazdır

[quote width=”auto” align=”left|right|none” border=”COLOR” color=”COLOR” title=”EDİTÖRÜN NOTU”]İntihar edenin hükmüne dair Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendi Başkanlığındaki İsmailağa Fıkıh Hey’eti tarafından hazırlanan makaleyi 3 bölüm halinde istifâdenize sunuyoruz. Yazılar iki günde bir yayınlanacaktır.[/quote]

Allah Teâlâ’ya hamd, Resulüne ve Resulünün ailesine, ashabına ve izinden giden tüm Müslümanlara salat-u selam olsun.

Allah Teâlâ, kullarını yaratmış ve içerisinde imtihan oldukları dünyaya görevlerini yerine getirmelerini istemiştir. Kulların, vazifeyi kabul etmeme ve imtihanı reddetme hakları yoktur. Kuşkusuz bilemediğimiz birçok hikmetler vardır bunda. Biz, kullara düşen Rabbimizi tanımak, daima ona muhtaç olduğumuzu bilmek ve onun bize verdiği tüm nimetlere şükretmektir. Bunun gereği; neden imtihan olduğumuzu sorgulamak değil, imtihanı nasıl kazanacağımızı aramaktır. Kazanmamız için nasıl yaşayacağımızı ise Allah Teâlâ, Kur’an-ı Keriminde ve gönderdiği Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in yaşantı ve sözlerinde bize bildirmiştir. Neden imtihan olduğumuzu bildirmemiş sadece tüm cin ve insanların Allah Teâlâ’ya ibadet edip vazifelerini yerine getirmeleri için yaratılmış olduğunu bildirmiştir.

Kuşkusuz iman etmiş kişi, Allah Teâlâ’nın adil olduğuna her şeyi bildiğine ve tüm emir ve yasaklarında bizler için son derece hikmetler olduğuna inanır. Bu yüzden İbrahim Aleyhi’s-Selam gibi Allah Teâlâ’nın varlığına birliğine inanmak için aklımızı kullanır ve yaratıcıyı ararız. Yaratıcıyı bulduktan ve ona tüm sıfatlarıyla iman ettikten sonra onun Kitabını ve Peygamberinin bizlere ulaştırdıklarını anlamaya çalışırız. Anlayamadıklarımızı veya aklımıza uymayanları yanlış veya saçma olarak değerlendirmeyiz. Veya bazı İslam âlimi olduğunu iddia eden modernistler gibi akılla örtüşmüyor bu yüzden hadis doğru değildir veya ayet-i kerime o günün şartları veya şöyle böyledir demeyiz. Bizler iman ettik mi İslam’ı sorgulamayız, anlamaya çalışırız. Biliriz ki bu, her şeyi yaratan Allah Teâlâ katındansa mutlak doğrudur. Zira iman eden kişinin imanı, aklından öncedir artık…

İşte bu şekilde iman etmiş olan kişi, intihar etmenin yani kendini öldürmesinin Allah Teâlâ tarafından kendisine yüklenilmiş olan vazifeyi terk etmiş olduğunu ve Rabbine asi olduğunu bilir.

Tüm İslam âlimleri tarafından intiharın çok büyük günah olduğuna dair söz birliği vardır. İntiharın kişiyi dinden çıkartmayacağına dair de sözbirliği vardır. Âlimler küfre yakın büyük günah olduğunu söylemişlerdir. Sonuç olarak Ehlisünnet ve’l-Cemaatin yani İslam âlimlerinin tamamının görüşü şudur: İntihar çok büyük günah olsa da dinden çıkmayı gerektiren bir eylem değildir.

İntihar, İslâm’ın haram kıldığı büyük günahlardandır. Bir Müslümanın kendini öldürmesi, başkasını öldürmesinden daha büyük bir cinayet görülmüştür. Bu sebeple intihar edenin cenaze namazı çoğunluğa göre kılınsa da az da olsa bazı âlimler tarafından kılınmayacağı söylenmiştir.

Kalbinde imanın zerresi olan kişi, böyle büyük bir günaha ve kötü akıbete razı olmaz, kendini öldürmeye teşebbüs etmez.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَاْكُلُوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُوا اَنْفُسَكُمْ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَحٖيمًا

Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi öldürmeyin/helak etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir[1].

İlk bakışta intihar edenin cehennemde ebedi kalacağını dolayısıyla dinden çıkmış olduğunu gösteren bazı hadis-i şerifler vardır. Fakat bu hadis-i şerifler, İslam âlimlerinin tamamına yakın çoğunluğu tarafından; bunlara mukabil hadislerden ve İslam’ın genel prensiplerinden hareketle tıpkı kasten namazı ter eden kişinin durumu gibi yapmış olduğu eylemi helal görmesi durumuyla açıklanmıştır.  

Bu hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: مَنْ تَرَدَّى مِنْ جَبَلٍ فَقَتَلَ نَفْسَهُ، فَهُوَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ يَتَرَدَّى فِيهِ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا، وَمَنْ تَحَسَّى سُمًّا فَقَتَلَ نَفْسَهُ، فَسُمُّهُ فِي يَدِهِ يَتَحَسَّاهُ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا، وَمَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِحَدِيدَةٍ، فَحَدِيدَتُهُ فِي يَدِهِ يَجَأُ بِهَا فِي بَطْنِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا»

Ebu Hüreyre (Allah ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim kendini dağın tepesinden atar da öldürürse o cehennem ateşindedir. Orada dağın tepesinden cehenneme yuvarlanıp durur ve ebedi olarak böyle görür. Kim zehir içerek kendisini öldürürse cehennemde zehir kadehi elinde olduğu halde ebediyen ceza çeker. Kim kendini keskin bir demir parçasıyla öldürürse cehennemde ebediyen sonsuza dek elinde bıçak karnına saplar olduğu halde azap görür.”[2]

حَدَّثَنَا جُنْدَبٌ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُعَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: كَانَ بِرَجُلٍ جِرَاحٌ فَقَتَلَ نَفْسَهُ فَقَالَ اللَّهُ بَدَرَنِي عَبْدِي بِنَفْسِهِ حَرَّمْتُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ

Cündüb (Allah ondan razı olsun)’den Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle dediği nakledilmiştir: “Sizden önceki ümmetlerden yaralı bir adam vardı. (Yarasının acısına dayanamayarak, bıçakla elini kesti. Ancak kan kesilmediği için öldü yani) kendini öldürdü. Bunun üzerine Allah Teâlâ; kulum can hakkında benim önüme geçti, ben de ona cenneti haram kıldım, buyurdu”[3]

Bu ve emsali bazı hadis-i şerifler ilk bakışta intihar eden kişinin küfrünü göstermektedir. Zira cehennemde ebedi kalmak veya cennetin haram kılınması Ehlisünnet ve’l-Cemaate göre küfrün cezasıdır. Fakat dört mezhep âlimlerinden hiçbiri intihar edenin kâfir olduğunu söylememiştir. Zira küfür, inanılması gerekli olan bir şeyi inkâr etmek ve dinden çıkmaktır. Şirk koşmanın dışındaki büyük günahlardan hiç biri insanı dinden çıkarmaz. Tüm âlimler, asi kişilerin cehennemde azap görebileceğini fakat sonunda oradan çıkartılacaklarını söylemişlerdir[4]. Hatta birçok âlim bizzat intihar edenin dinden çıkmayacağını açıkça söylemiştir.

Bu açıkça İbn Abidin ve ez-Zeylâi’nin de dediği gibi intihar edenin dinden çıkmış olmayacağını belki diğer günahkârlar gibi fasık olacağını gösterir. Diğer mezhep âlimlerinden de bunu açıkça ifade edenler vardır.[5]

SONRAKİ BÖLÜMDE “İNTİHAR EDENİN TÖVBESİ”

 

HÜSAMETTİN VANLIOĞLU BAŞKANLIĞINDA İSMAİLAĞA FIKIH KURULU


[1] Nisa/29

[2]Buharî, babu şurbu’s-semmi ve’d-deva; Müslim, İman

[3]Buhârî, ma câe fi katili nefsih

[4] Muhammed Emin İbn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr 1/184; İbn Kudame, el-Muğnî 2/418

[5] Muhammed Emin İbn Âbidîn, Reddu’l-Muhtâr 5/350; Nihayetu’l-Muhtaç 7/366; İbn Kudame, el-Muğnî 9/509; el-Harşî 8/50; Cevahiru’l-İklil 2/272

PDF'e AktarYazdır

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen buraya isminizi yazın