Beklenen Mehdi akidesi:
Şia mezhebinin bariz itikadlarından birisi de “el- Mehdiyyu’l Muntezar /Beklenen Mehdi” itikadıdır. Bu tabir adı altında kasdettikleri kişi ise “Muhammed bin Hasen el-Askerî” dir. Şiilerin “el- Kaim” yahud “el- Hücce” diye tabir ettikleri bu şahıs onlara göre on ikinci imam olmaktadır.[i] Bu inancı taşıyanlar on ikinci gaib imam hakkında çeşitli görüşlerin de sahibidirler. Mesela Muasır bir Şii olan Musa el- Musevî den örnek vermek gerekirse o “Ey İman edenler! Cuma günü namaz için nida edilince Allah’ın zikrine koşun ve Alışverişi bırakın![ii] Şeklinde ki ayet hakkında şunları söylemiştir: “ İşte bu sarih ve kesin nass ile İslam Cuma namazını emretmiş, Allah’a, Resulune ve kitabına inanmakta olan her bir Mü’mine bunu farz kılmıştır. Şu kadarı var ki Şia fukahasının ekserisi bu açık nass hakkında ictihad etmişler ve kişinin Öğle namazı ile Cuma namazını kılması hususunda serbest olduğu şeklinde hüküm vermişlerdir. Çünkü Cumanın kılınabilmesi için İmam-ı Mehdî nin olması şarttır. İşte gaib olması sebebiyle Cuma kesin bir farz olmaktan düşmüştür.[iii]” Görüldüğü üzere bu akideye sahib olanlar, böyle bir fasid akide üzerine fıkhî hükümler dahi bina etmişler ve bu sebeple önü alınamayacak ifrat vartalarına düşmüşlerdir. [iv]
Gaib olduğuna ve Ahir zamanda çıkacağına bu mezheb tarafından inanılan “Gâib İmam” Hicrî 256 doğumlu “Muhammed bin Hasen el- Askerî’dir. Şu an yaşamakta olup, Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam’ın ve ehl-i beytinin vadi ile sabittir. İmameti ve gizliliği tevatür derecesindedir. İmametin, imamın gizli olmasıyla kesilmesi ve Allah Teala tarafından va’d edilmiş bir güne kadar bu şekilde kalması caizdir. Bu kadar sene diri olarak yaşaması ve ahir zamanda çıkacak olması gibi bir mu’cize, onun insanlara imam olması mu’cizesinden daha büyük değildir. “Beklenen Mehdi” nin doğum tarihi, annesinin ismi gibi mesailde mezhebin müntesibleri arasında bir ittifak görülememektedir. Doğumu da garip bir şekilde anlatılmaktadır ki; annesi Mehdi’ye hamile imiş fakat bundan kendisinin haberi yokmuş. Ona hamile kalması ve onu doğurması bir gecede olmuş. Onun hamileliği de karnında tahakkuk etmeyip sol baldırında meydana gelmiş. Secde edici bir vaziyette doğan Mehdi’nin sağ dirseğinde “Hak geldi batıl zail oldu. Zaten batıl yıkılmaya mahkûmdur.”[v] yazılı imiş!…
Gaybet mefhumu iki merhalede değerlendirilmektedir ki bunlar ; a)- Gaybet-i Suğrâ b)- Gaybet-i Kübrâ’ dır. “Gaybet-i Suğra” diye tabir ettikleri gaybet Mehdi’nin imamlığı teslim aldığı günden itibaren halktan gizlenmesi ve takdir edilmiş güne kadar bu gizliliğini muhafaza edip insanlar ile vekilleri ve halifeleri vasıtasıyla görüşmesidir. Bu müddet içerisinde takva ve vera larına ittifak edilmiş dört kişi insanların müşkilatını Mehdi’ye sunacak ve onlara bazen şifahi, çoğu kez de yazılı cevaplar ulaştıracaktır. Mehdinin gizli olmasını öldürülmekten korkması şeklinde sebeplendiren Şiiler bu konuda da tenakuza düşmekten kurtulamamışlardır. Zira onlara göre imamlar ne zaman öleceklerini bilmekte ve kendileri isterse ölmektedirler. Tabii ki bu durumda olan bir insanın öldürülme korkusundan dolayı gizlenmesi garipsenecek bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mehdi hakkında Şiilerin inançlarını;
- Hz. Hüseyin’in soyundan olması,
- Ortaya çıktığında Cibril’in ve Peygamber Aleyhimesselam’ın ona biat edecek olmaları,
- Meydana çıktığında Şiilerin Dünya’nın her bir yerinden onun etrafında toplanmaları,
- Sahabeyi kabirlerinden çıkarıp onlara azab edeceği,
- Hz. Aişe’yi kabrinden çıkarıp ona had sopası vuracağı, (Hâşâ ve Kellâ)…
- Arabları ve Kureyş kabilesini öldüreceği,
- Haremeyn başta olmak üzere bütün mescidleri yıkacağı,
- Yeni bir din, yeni bir kitab ve yeni hükümler ihdas edeceği,
- Peygamber Aleyhisselam’dan üstün olduğu vb. şeklinde sıralamak mümkündür.
Şunu da belirtmek gerekir ki Ehl-i sünnetin de nebevî haberlerin bildirmesi ile ahir zamanda çıkacağına inandığı bir Mehdî inancı vardır. Hatta es- Suyuti, Mehdî hakkında varid olan merfu’ haberlerin tevatür derecesinde olduğunu söyleyip bu konuda yirmi kadar sahabiden rivayet bulunduğunu söylemektedir.[vi] Fakat bu inanç Şiilerin yukarıda anlatmaya çalıştığımız itikadından farklıdır. Ehl-i sünnetin inandığı Mehdi kısaca Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ın ehl-i beytinden olacak, ahir zamanda Dünya zulümle dolduğu bir zamanda çıkıp adaleti ve doğruluğu yayacaktır. İsmi “Muhammed olup, baba ismi de Abdullah olacaktır. O gelince yağmurlar çoğalacak, bitkiler çok olacak yedi yahut sekiz sene yaşayacaktır. Belli başlıklar altında Şiilerin inandığı Mehdi ile ehl-i sünnetin beklediği Mehdi arasındaki farkları zikretmek gerekirse:
- Ehl-i sünnetin inandığı Medi’nin ismi Muhammed bin Abdullah olup, Şia’nın ki ise Muhammed bin Hasen el- Askeri’dir.
- Ehl-i sünnetin beklediği Mehdi Hz Hasan’ın soyundan olup, Şiilerin ki ise Hz Hüseyin’in soyundandır.
- Ehl-i Sünnete göre Mehdi’nin doğumu ve vefatı sair insanlar gibidir. Şiilere göre ise annesi ona bir gecede hamile kalmış ve onu bir gecede doğurmuştur. Dokuz yaşındayken gizli hücresine girmiş ve üzerinden bin yüz elli sene geçmiştir. O ise hala ölmemiş bir vaziyette aynı mekânının da kalmaktadır.
- Ehl-i sünnetin akidesinde yer alan Mehdi ahir zamanda Müslümanlara yardım için çıkacak ve her hangi bir ayırım gözetmeyecektir. Şiilerin akidesinde yer alan Mehdi ise sadece onlara yardım ve onların düşmanlarından intikam alma gayesi ile çıkacaktır.
- Ehl-i sünnetin beklediği Mehdi Sahabe’ye ve Ümmehatü’l Mü’minin’e son derece saygılı olup, Şilerin beklediği Mehdi’nin durumu ise yukarıda anlatıldığı vaziyettedir.
- Ehl-i Sünnetin inandığı Mehdi Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ın sünnetini ikame edip onunla amel edecek, Şiilerin inandığı Mehdi’de yeni bir din ve kitab getirecektir.
- Ehl-i sünnet itikadında mevcut olan Mehdi Mescitler bina edip var olanlarını onaracak, Şia itikadında mevcut Mehdi ise Mescidlerin tamamını yıkacaktır.
- Ehl-i sünnetin akidesinde yer alan Mehdi Allah’ın kitabı Kuran ile hüküm verecek, Şia akidesinde yer alan Mehdi ise Davud (Aleyhisselam)’ın âlinin hükmü ile hükmedecektir.
- Ehl-i Sünnet itikadında ki Mehdi Doğu’dan çıkacak, Şia itikadında ki Mehdi ise Batı’dan çıkacaktır.
- Ehl-i sünnet itikadındaki Mehdi yukarıda Suyuti’den de naklettiğimiz üzere tevatür derecesinde ki Nebevi haberler ile sabit olup, Şiilerin inandığı Mehdi ise sadece hevalarında uydurdukları çıkmamış ve çıkmayacak olan asılsız bir yalandan ibarettir.
SONRAKİ BÖLÜMDE “BEDA İNANCI” VE “SAHABEYİ TEKFİR”
[i] El-Erbilî Keşfu’l Ğumme 2/437 Beyyûmî, Hakikatu’ş Şia S.144
[ii] Kur’an, el Cumu’a 9
[iii] Beyyûmî, Akâidu’ş Şia S.228
[iv] Ebu Cafer et- Tûsî’nin (460) “el- Mebsût fî Fıkhi’l İmamiyye” si bunun bir misalidir.
[v] Kur’an, İsrâ- 81
[vi] Celalu’ddin es- Suyuti, El-Arfu’l Verdi fi Ahbari’l Mehdi (Baş taraf)