Yemeğe düşen sinek hadisi ile ilgili tartışmalar birkaç gün önceki televizyon münazarası ile yeniden gündeme geldi. Pekiyi mesele tartışmaya açık mı? Îtikâdî noktada veya sadece aklî noktada yemeğe düşen sinek hadisi nasıl anlaşılmalı? Üveys AKI Hoca Efeni konuya değindi.
Yemeğe Düşen Sinekten Medet Uman Yerli Oryantalistler
Peygamber Efendimizin Sünnetine halkımızın düşman edilmesi veya en azından duyarsız hâle getirilmesi amacıyla düzenlenen operasyonel söylemlerden biri de yemeğe düşen sinek meselesidir.
Bu manupilatif iddia ve inkârcılığın temsilcilerinden bir kısmı, akademik kariyer sahibi oldukları halde, mesele hadis inkarı olunca elin gavuru kadar bile olamayıp bilimsel yobazlıklar sergilemekten çekinmemektedirler.
Yemeğe Düşen Sinek Hadisi
Gelelim konumuz olan Hadis-i Şerife;
“Sizden birinizin kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.” (Buhârî Tıbb 58, Ebû Dâvud Et’ime 49, İbnu Mâce Tıb 31, Nesâî Fera’11)
Öncelikle belirteyim ki bu hadis sahih bir hadistir.
Peygamber Efendimizin bu tavsiyesi, belki modern hayâtın Müslümanca düşünme yeteneğini körelttiği insanlarımız tarafından tuhaf karşılanabilir. Birilerinin şeytani vesveseleri de buna katkı sağlamış olabilir. Ancak meseleyi Müslüman ferâseti ile tahlil edecek olursak, bu tavsiyenin bir hatâ ya da eksiklik değil, aksine mucizevi bir hâdise olduğunu kolayca görebiliriz.
Çünkü Peygamber Efendimiz zamanında hastalıkların oluşma ve canlıdan canlıya taşınma sebebi olan bakteriler, mikroplar ve antibakteriyel etki gibi kavramlar insanlık tarafından bilinmiyordu.
Mikrobun varlığının teorik olarak ilk keşfi, Peygamberimizden sekiz asır sonra Akşemsettin Hazretlerine aittir. İlmî ve pratik açıdan keşfedilmesi ise, mikroskopların keşfedilmesiyle oniki asır sonra Fransız biyolog Louis Pasteur’a aittir.
Yemeğe Düşen Sinek Hadisi ve Tıp
Ancak buna rağmen Peygamber Efendimiz oniki asır evvel bu hadisiyle zımnen sineklerin taşıdığı bakteriyel hastalıklardan ve onun şifasından, yani antibakteriyel etkiden bahsetmişdir.
Buraya kadarı yemeğe düşen sinek hadisi hakkında bizim ferâset ve anlayışımızın gereği olan kısım idi. Bundan sonrasını da tıpla alakalı uzamanlardan nakledelim.
“Bu konuyu tetkik eden makaleyi yayınlayan Dr. Samahı, mikrobiyologların sineğin midesinin içinde parazit olarak yaşayan uzun hücrelerinin bulunduğunu keşfettiklerini bildiriyor. Bu mantarsı hücreler, kendi üreme döngülerinin bir bölümü olarak, sineğin solunum kanallarına doğru çıkıntı yaparlar. Sinek, sıvının içine tamamen batırılırsa, osmotik basınçta meydana gelen değişiklik hücrelerin çatlamasına yol açmaktadır. Bu hücrelerin muhtevası ise sineğin vücudunda taşıdığı patojenlere karşı olan bir antidottur; yâni zehire karşı panzehirdir. Yemeğe bulaşan sinekten çıkan zararlı mikropları, sinek batırılınca çatlayarak ortaya çıkan antidot tesirsiz hâle getirmektedir.” (Dr. Mustafa Reyhanlı)
Ayrıca onbeş sene önce gazetelerde yer alan haberlerde de şöyle bilgiler mevcuttur;
AVUSTRALYALI BİLİM ADAMLARI, HER KOŞULDA VAR OLABİLEN SİNEK VE BENZERLERİNDEN ANTİBİYOTİK MADDE ÇIKARDIKLARINI AÇIKLADILAR.
“Antibiyotik tedâvisinde çığır açacak bir adım;
Sydney’deki Macquarie Üniversitesi’nden Prof. Andy Beattie önderliğindeki ekip çok ilginç bir araştırmaya imza attı. Sinekler, böcekler ve her türlü haşerenin çürüyen et ve gübre dahil her pisliğe karşı dayanıklı olduğunu dikkate alan bilim adamları, ‘‘Bu yaratıkların enfeksiyonlara karşı süper direnci olması gerekli, aksi halde sağ kalamazlardı. Onlardan antibiyotik yapma deneyimlerimiz şimdilik başarılı sonuçlar verdi’’ dediler.”
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/sineklerden-antibiyotik-100808
hürriyet gazetesinin haberi diye ve de “çoook bilimsel” diye hadiseye işittik ve iman ettik diyen halk! Allah hepinizi ıslah etsin.