إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّي مُمِدُّكُم بِأَلْفٍ مِّنَ الْمَلآئِكَةِ مُرْدِفِينَ
وَمَا جَعَلَهُ اللّهُ إِلاَّ بُشْرَى وَلِتَطْمَئِنَّ بِهِ قُلُوبُكُمْ وَمَا النَّصْرُ إِلاَّ مِنْ عِندِ اللّهِ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Enfal Suresi;
9. “O vakit siz, Rabbinizden yardım istemiştiniz de, Oda “Muhakkak ki Ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim” diyerek duânıza icabet etmişti.”
10. “Ve Allah, bunu ancak bir müjde olarak ve kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yardım, ancak Allah’tandır. Şüphe yok ki Allah, üstündür, Hüküm ve Hikmet Sâhibidir.”
Ashabı kiram, Bedir harbi öncesinde dua ederek Allah’dan yardım istemişlerdi.
Bunun üzerine Allâhu Teâlâ, Peygamber Efendimize şunu bildirdi;
“Muhakkak ki Ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim”
Nitekim sahabe onları görsede, göremesede, (sebep olma cihetinden) meleklerin yardımını, yani savaş anında düşmanların melekler tarafından öldürülüşlerini gördüler. Hadislerde de bu anlatılmaktadır ..!
Burada İnsanın Aklına İki Önemli Soru Geliyor
1- Kuran’ın başka yerinde geçmediği halde “Bin melekle yardım” vaadi, Vahyi gayrı metluv yani Kuran harici vahiyle mi bildirilmiş idi, yoksa aslında bildirilmedi de bu sadece Allah’ın kendi kendine yaptığı bir vaadmiydi ?!
2- Allah’ın izniyle Melekler insanlara yardıma gelse, bu yardım Fatiha süresinde geçen “Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz” ayetiyle çelişki arz eder mi, etmezse yardım eden aslında kimdir ?!
İşte 10. Ayet bu iki sorunun da cevabını bize vermektedir;
* Ayetin “Ve Allah, bu (vaadi) ancak bir müjde olarak ve kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı.” kısmı, vaadin önceden Peygamberimize Allah tarafından iletildiğini açıkça ifade etmektedir. Çünkü “MÜJDE” olabilmesi ve “KALPLERİN YATIŞMASI” için bu vaadin önceden Müslümanlara bidirilmiş olması gerekir.
“Bin melekle size yardım edeceğim” kavli, Kuran’ın başka bir yerinde ayet olarak bulunmadığına göre, bu vaad ancak Kuran harici vahiyle olabilir.
* Allah’ın melekler vasıtasıyla yardım edeceğini vaad etmesinin sebebini de “kalplerin yatışması” olarak anlamamız mümkündür burada. Evet Allah sebepsiz de yardım etmeye Kâdirdir, ama insan zihni fıtraten sebep-sonuç ilişkisine göre işlediği için, Allah Subhânehû ve Teâlâ burada yardımını melekler(sebebi) vasıtasıyla yapacağını vaad etmiştir.!
Bunu somutlaştırarak anlamaya çalışalım;
Allah sizi bineksiz de, yani sebepler bulunmadan da havada uçurabilir. Ama akıl sebep arar, bulamayınca da kalb buna dayanmaz ve insan düşeceğim endişesiyle heyecâna kapılır. Nitekim İsrâ mucizesi de binekle cereyan etmiştir.!
Pekiyi bu tepkisel reaksiyon, Allah’a güvenilmediğinden mi?
Elbette hayır.
Bunun sebebi, insanın fıtratı ve acziyetidir.
İşte bu sebeple Allahu Tealâ, ayette “Müjdelemesi” ve “Meleklerle yardım etmesi”nin sebebini “kalplerin yatışması” olarak açıklamıştır.
Bu ayette ayrıca birde hatırlatma yapmıştır ki, müminlerin îtikadlarında arızalar meydana gelmesin.!
“Yardım, ancak Allah’tandır. Şüphe yok ki Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Her ne kadar yardım için Allah tarafından Melekler sebep kılınmış ise de, hakikatte yardım eden Allah’dır.
Tıpkı Enfal 17’de “Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü ve attığın zaman sen atmadın.” buyurduğu gibi.
Bu sebeple insan, Allah’dan yardım ister, ancak Allah yardım için dilediği şeyi sebep kılabilir. Bu onun hâşâ acziyetini, yetersizliğini değil, “Hüküm ve Hikmet Sâhibi” olduğunu gösterir…!
Meselâ Çanakkale harbi için anlatılan bâzı hârikulâde kıssalar gibi..!
– Yâni böyle şeyler mümkün müdür?
– Evet, âyetler ortada; mümkündür, câizdir ve de vâki’dir.
Lâkin İnsanların abartılı tasvirleri ve bire bin katmaları da mümkündür..!